12 adanın teklif edilmesi oldukça karışık bir mesele. Sayın @muhammetsafi'nin bugün paylaştığı vesikanın bir kopyası uzun süredir (eski adıyla) Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi'nde kullanıma açık. Referans numarası: BCA 030.01...40/240/19. https://twitter.com/muhammetsafi/status/1294251925915959302
BCA dosyasında yer alan Saraçoğlu-İnönü yazışmasına sonradan 12 ada ile ilgili bir bilgi notu eklenmiş. İlgilenenler için paylaşıyorum. Referans numarası aynı.
Fakat burada esas önemli mesele (ki Türk tarih literatüründeki en önemli sorun da bu) vesikayı hangi uluslararası bağlamda okumamız gerektiği. Bizde vesikalar çoğunlukla bir boşluk içerisinde değerlendiriliyor. Oysa ki tarih metodolojisinde çapraz referans yapmak şart.
Örneğin İkinci Harp sırasında Türk diplomasisini inceliyorsunuz ve elinize Türk arşivlerinden önemli bir belge geçti. Bu konuyu Sovyet, Alman, İngiliz, Amerikan vs. gibi arşivlere girip araştırmanız gerekiyor. Bu konuyu ben geçen sene yayımlanan kitabımda inceledim.
Burada derdim kitabın reklamını yapmak değil. Kitap zaten İngilizce ve çok pahalı. Benim bildiğim 3 kişi falan okudu bugüne kadar. Sadece Metodolojik bir konuya değinmek istedim.
Konuya dönelim. Farkettiyseniz İnönü-Saraçoğlu vesikası 1943 Eylül ayına ait. Kitaptan paylaştığım görselden de anlaşılacağı üzere Nazilerin 12 Ada'yı resmen Türkiye'ye teklif etme planları 1941 yılına uzanıyor. Ve bunu Türk hükümeti gayet iyi biliyor.
Nereden mi biliyor? Berlin büyükelçimiz, büyük Prusya hayranı Hüsrev Gerede'nin yazışmalarından. Gerede 1942 yılında Alman sempatizanlığı işini biraz abarttığı için merkeze geri çekiliyor. Gerede 1942 yılına kadar Berlinde Nazilerin büro fantazilerini besleyen önemli bir karakter
Gerede'nin Harb İçinde Almanya kitabı önemli bir kaynak. Fakat hatırat şeklinde yazıldığı için filtreleyerek okumanız gerek. Şayet Almanların ne düşündüğünü merak ediyorsanız ve biraz İngilizce biliyorsanız Berline arşive gitmenize gerek yok. On binlerce sayfalık DGFP'ye bakın.
12 Ada Nazi Almanya'sının İkinci Harp sırasında Alman yanlısı bir Türk tarafsızlığını sağlayabilmek için kullanmayı düşündükleri önemli bir kart. Nihai amaç Panturanizme destek verip irredentizmi gazlayarak, Türkiye'yi anti-Sovyet bir tarafsızlığa çekmek.
"Kullanmayı düşündükleri" diyorum, zira 12 Ada teklifi Franz von Papen'in Berlin'deki beyin fırtınasına dayanarak aldığı müstakil bir karar. Bunu Türk hükümetine teklif etmesi ve teklif ederken kullandığı dil Papen ile D.B. Ernst von Weizsäcker arasında münakaşaya sebep oluyor.
12 Ada meselesi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Türk tarafsızlığıyla ile ilgili yıllardır süregelen tartışmaların ayrılmaz bir parçası. Fakat yıllar geçtikçe bu tarışmalar karşı-olgusal (counter-factual) bir yöne doğru sürüklenip gitti.
İsmet Paşa'nın gerek Lozan'da, gerekse iki savaş arası dönemde yönettiği diplomasi eleştirilegelmiştir. Fakat özellikle İkinci Harp sırasındaki stratejik kararları kadar Türk siyasi spektrumunun zıt kutuplarında karşı-olgusal tartışmalara malzeme olan bir konu az bulunur.
Ben yine de Sayın @muhammetsafi'nin paylaşımını çok faydalı buluyorum. Olgusal bir konuyu tartışabilmemiz için arşiv vesikalarına ihtiyacımız var. 20. yy. Türk siyasi tarihini anlatırken Türk arşivlerinden belge kullanabilmek için kılı kırk yarıyoruz.
20 yıla yakın bir arşiv tecrübesine dayanarak bu yorumu yapıyorum: Türkiye tarihini yabancı arşivlerden anlatmak zorunda kalıyoruz. Çapraz okuma önemli ama anlattığınız hikayenin merkezinde elbette çalıştığınız ülkenin vesikaları olacak.
tutamadım! müttefikler sicilya seferini başlatınca 1943 temmuzunda tutuklanan mussolininin italyasından alınıp eylülde türkiyeye teklif edilen 12 adadan bahsediyoruz değil mi? yani hitler sonrası dünya için bir araya gelinen moskova konferansından az evvel hitlerin teklif ettiği?